Rusya’da İlk Otostop Yolculuğum
Gürcistan saati ile sabah 5.30’da uyandım ve sınıra 11 km uzaklıktaki Kazbegi’nden yola koyuldum. Erken kalkan yol alır mantığıyla hareket ettim ama unuttuğum şey kendi memleketimde olmadığımdı. Nitekim 4-5 km kadar dağlık bir vadiden geçen ıssız yolda uzunca bir yürüyüşle otostop çekmeyi denedim. Bir yandan heyecanlı, bir yandan ürkütücüydü diyebilirim. Ama en iyi yanı ise müthiş bir tecrübe olmasıydı. Otostop çektiğim araçların bile durmak için yer bulamadığı dağlık bir yol burası. En sonunda bir tünele varmıştım ki bu tüneli yürüyerek geçmek gerçekten çok zor olacaktı. Tam tünelin girişinde son şansımı deneyip bir arabayı tünelin biraz da içinde olsa durdurdum. Yani o sağolsun durdu. Duran arkadaş bir Kırgız’dı ve adı Zamir’di. Kendisi de benim gibi Krasnodar’a doğru yol alıyordu. İnanılmaz mutlu oldum. Direkt gideceğim yere araç bulmuştum. Maalesef sonra pek öyle olmadı durum. Sınıra geldiğimizde pasaport kontrolünden geçtik ve sonra onun aracı için beklemeye başladık. Sabah 7-8 gibi geldiğim sınırda 4 saat bekledik ve bir sonuç alamayınca ben kendim yola devam ettim. Sınırdan yaya geçişi olmadı için Azerbaycan plakalı bir araç görüp sınırı geçmek için yardım istedim. Bir nevi onlar da yine benim gideceğim yolu yarılamamda bana yardımcı oldular. Yolda kontrol noktasında sebepsiz bir şekilde pasaportumu alan polis aradan biraz zaman geçtikten sonra İngilizce ve biraz fevri olarak istediğim pasaportumu özür dileyerek iade etti ve yolumuza devam ettik. Neden tuttuklarını biliyorsunuz zaten. Hemen hemen her şehrin girişinde böyle kontrol noktaları var. Sonra yine otostop çekmeye devam ettim ve geri kalan 300 küsür km’lik yolu bitirmeye çalıştım. Bu sefer yardımıma bir tır şoförü olan arkadaş Dima yetişti ve ilk kez bir tırla yolculuk yapmış oldum. Ne var ki bu sefer de sadece 1 şehri geçebileceğim uzunlukta bir yolculuk oldu. Son otostopumda ise Rus bir arkadaş durdu ve maalesef o da çok kısa süre sonra başka yöne dönecekti ki beni de kendi şehrine götürmeye başladı. Yarı Rusça, yarı ingizlice sorduğum Krasnador’a otobüsle gitme isteğimi kendi imkanlarıyla gerçekleştirdi ve üzerine bir de yemek ısmarladı. Saat oldukça geç olmuş ve hava kararmak üzereydi. Nikolay ve arkadaşı Alex’e karşılıksız bu içten yardımları için teşekkür etmek istiyorum. Tüm bunları hiç dil bilmeden ve pek bir ortak noktamız olmadan yaşadık. Tek ortak noktamız insan olmanızdı. Yardımseverlikleri için kesinlikle minnettarım bu çocuklara. Tüm bunları yaşarken geride kalan 3-4 yılda benim de karşılıksız bu tarz yaptığım yardımlar geldi aklıma ve sanırım evren bir şekilde o yapılan iyilikleri bana geri döndürüyordu. Herhalükarda yaşadıklarım için çok farklı duygular içerisinde olduğumu söylemeden geçemeyeceğim. Şu an bu satırları Nikolay’ın bana Stavropol’dan Krasnador’a aldığı otobüs yolcuğunda yazıyorum. Rusya’da otobüs yolculuğu da yapmadım demem artık. Koca günün benim için tecrübelerle dolu zorlu hikayesi böyleydi işte. Bakalım daha ne hikayeler bizi bekliyor…